11 madde var şalanjda, teker teker yaparsam ne güzel yaymış olurum, belki buralar canlanır biraz diyerek ilk maddeye geçiveriyorum, "Kitaplığınızın temelleri ne zaman atıldı, ilk kitaplığınız devam mı yoksa yıllar içerisinde yeni kitaplıklar mı oluşturdunuz?"
Kitaplık evin en dar yerinde kurulu vaziyette, karşısına geçip şöyle geniş geniş fotoğrafını çekemiyorum. Sırtımı karşısındaki duvara yaslasam bile anca şu oluyor:
Çünkü iki duvar arası bir metre filan. Evin girişindeki koridor burası.
Sizler için sağa ve sola giderek denemeye devam ettim:
Kitaplığın yapışık olduğu duvar, eskiden duvar değildi, terasa açılan bir kapı ve bir miktar pencereydi. Barbar kocam "BİZE DUVAR LAZIM. NEREYE KİTAPLIK DAYAYACAĞIZ?!" diye havale geçirip dört sene önceki tadilat sırasında kapıyı ve pencereyi yok edip duvar ördürdü. Sonra da İkea'dan bu kitaplığı alıp yeni duvarımıza yapıştırdık.
Biri kitaplığın camlarını silse ne hoş olur. Kim o biri bilmiyorum. Çoğu toz ama bir kısmı da köpenk tükmüğü. Çünkü burası eve gelenleri karşıladıkları koridor. İki ayı köpek arka ayakları üzerine kalkıp sevinç nidaları içinde tepişiyor bu daracık alanda.
Bu kitaplığı aslında o kadar sık kullanmıyoruz, içindekilerin çoğu okunmuş kitaplar. Okunmayı bekleyen kitaplar yatak odasındaki ufak bir kitaplıkta ve evin çeşitli yerlerinde kuleler halinde birikiyor. Zaten o kadar da çok kitap birikmiyor evde, annemlere yolluyorum okuduklarımızın çoğunu. Bir de son yıllarda e-kitap da okumaya başladım ben.
Neyse yani, bu haliyle bu kitaplığın temelleri dört sene önce atıldı. Ben 21 yaşımda evden ayrılıp Ankara'ya gelene kadar annemle babamın kitaplıklarını kullandım, odamda da ufak bir kitaplık vardı.
Ankara'ya geldikten sonra 10 sene içinde 6 ev değiştirdim, güzel kitaplık kuracak fırsat olmadı. Hayat böyle iki şehir arasında bölününce kitaplarımın bir kısmı İzmir'de kaldı, Ankara'ya "Yüksek lisans yapacağım ben!" gibi çapı dar bir vizyonla ve tek bir bavulla gelmiştim. 19 sene oldu, geri dönemediğim gibi buradan başka bir yere de gitmedim.
Evet işte, evin karanlıklar vadisi olarak tarif ettiğimiz yerinde bu kitaplık var. Bir de Urla'da anamların evde bir kitaplığım var. Buradan yolladığım, sahafa vermemelerini tembihlediğim, ne yapacaklarını bilemedikleri kitapları o kitaplığa diziyorlar. Önünden geçerken de kesin gözlerini deviriyorlar. Annemin bana yıllaaaar önce "Egzistansiyalist bok!" diye bağırmışlığı var bir kavga esnasında, ne üzerine demişti hatırlamıyorum. Gizlice gidip egzistansiyalist ne demek diye bakmak zorunda kalmıştım, ergenlik çok zor bir şey. Entellik de zor.
Gideyim biraz daha kahve yapayım. Gene annemlere kitap kargosu yollayacağım, her gün aynı saatte arayıp "Yolladın mı?" diye soruyorlar, menfi cevap alınca da "Olsun zaten acelesi yok" deyip kapatıyorlar. Yollayayım artık bugün ki başka şeyler bulup taciz edebilsinler beni, bunlar hep zihin cimnastiği oluyor anama ve babama.
Öberek gittim.
Yaaaa fermina çok güzel yaaa. Aile dinamiklerinize de ayrı bayılıyorum :)) Son fotodaki el dezenfektanları koleksiyonu gözümden kaçmadı bu arada. Hapşıra hapşır kaçıyor mudur ki köpenkler dedim.... Diğer maddeleri okumayı da iple çekiyorum.
ReplyDeleteAy keşke blogun adını "Egzistansiyalist Bok" diye alsaydım zamanında, hiç kafam çalışmıyor ahhahha :D El dezenfektanlarının hepsi kocamın, kareye girmeyen 2şer litrelik iki adet bidon da var. Küçük şişeler bitince dolduruyor bidonlardan. Zaten şüpheleniyordum hafifçe germafobisi var diye, covid üzerine tuz biber ekti. Ve bizi mahvetti tabii ki, üçümüz birden hapşırarak kaçıyoruz.
DeleteSelam :/
ReplyDeleteBen nerelerdeyim onun hesabını 1-2 güne vereceğim. Yokluğumda kimler neler yazmış bakınıyorum bugün. Senin mekanda fazla yazı eksiğim yok sevindim :) Papateslere selamlar.
Aynı kütüphaneden yaptırma niyetim vardı geçen sene (beyaz en güzeli) ama ufukta bir taşınma durumu olduğundan beklemedeyim. Yeni evin ebatlarına göre şeeederim. Umarım yer gök kütüphane olacak bir evdir. Şuanki durum seninki gibi ama "girişte kütüphanesiz vaziyette duran kitap yığınları" olarak (kovidine bandığım saolsun, kitapları azaltabildim).
Barbar Bey'in çemkirişini ben de yaşıyorum. "Şu tabloları nereye asacağım DUVAR YOK DUVAAAR" diye geziniyorum senelerdir. Olanlara da çivi çakılamıyor. Neyden yaptılarsa artık giren kırılıp kalıyor. Hava sıcak :( Ben de keyifsizim. Niye böyle iğrenç gidiyor 2020?
Sana email atmak üzere geri sayıyordum. Bir yandan da "Ay sen ne yapıyorsun sanki de komşuyu dürteceksin?" diye kendimi azarlıyordum. Hesap ver lütfen Zihnibeyciğim, valla özlettin kendini :)
DeleteYa yok duvar gerçekten, evin çeşitli yerlerinde sağa sola dayanmış bekleyen çerçeveler de var. Son resimde arkalarda bir yerde devasa bir Mr. Spock posteri duvara dayalı, onu indirip o beyaz çerçeveli serigrafiyi astık. Serigrafi küçük kaldı, Spock Bey ne olacak bilmiyorum. Evdeki duvarların %60'ına ya çivi girmiyor ya da duvar un gibi dağılıyor :/ Umarım senin yeni ev bir duvarlar şelalesidir :)
2020 neden iğrenç gidiyor bilmiyorum ama iğrenç gidiyor. Ama bir düşün, en son ne zaman "Ay ne güzel bir sene oluyor bu!" diyebildik? Senelerde bir sorun var, düzelmiyor.
Zihin Bey kardeşimi ben de merak etmiştim, iyi olduğuna sevindim. Yazı şahane tam sana yakışır şekildi, böyle maddelemen de iyi olmuş, birkaç gün okuruz seni hiç olmazsa. Epey ilgi gördü bu mim, ummuyordum aslında sevindim, bloglar canlandı, yeni ve ilgi çekecek bişi daha düşüneyim ben şu birbirinin aynı geçen günler için. Ama bugün hayatımda ciddi değişiklik oldu, dün Ankara'ya geldim ve bugün Umut bey'i görmeye gittim :)
ReplyDeleteKitaplığın şahane bu arada...
Kitaplık anlatırken hayatımı özetlemişim gerçekten, köpenk tükmüğüne kadar hiçbişiy eksik kalmamış :D Çok teşekkür ederim, kitaplık konusundaki övgüleri Şafak alacakmış çünkü ben bir tıkaç-insan olarak mani olmaya çalışmışım bu projesine.
DeleteLütfen düşün başka şeyler de, hava da sıcak zaten, aynı 3 metrekarenin içinde geçiyor günlerim :/ Hoşgeldin başkentimize, geceler serin, torun var, insan daha ne ister :)
Barbar Bey'i çok iyi anlıyorum, ben de 6 yıl bu evde duvar yok diye ağladım; geçen sene bir kitaplık koyacağız diye ucu bucağı olmayan tadilatlara girişip eve kapısız-penceresiz bir duvar eklemeyi başardık.
ReplyDeleteAyrı ayrı yazmışsın her soruyu güzel olmuş, ben de öyle yapacağım herhalde çünkü kitaplıklar ve kitaplar bizi nerelere götürüyor, neler çıkartıyor tozlu sandıklardan ? Uzun uzun yazdırmış sana da, pek sevindim.
Ya bu evlerin planları yanlış ahhahhha! Gözümü kısıp etrafıma baktıkça her şey batıyor bana. Yanlış bu evler.
DeleteNe güzel gidiyordum her güne bir soru-bir cevap, gene şiştim. Bugün devam edeceğim umarım kaldığım yerden :)
Valla ne güzel şalanjmş, okumalara doyamadım, keyiflendim :). Bayadır kitap okuyamıyorum ama bayadır :) Ben de minik bir alışveriş ile uzun zamandır aklımdakileri alayım, daha da önemlisi onları okuyayım diyorum :). Bu meydan okuma da heveslendirdi hani.
ReplyDeleteYa valla sanki yeni kitaplar biraz okuma motivasyonu veriyor insana, seviniyorsun filan üst üste dizince. Ben de hiç hayal ettiğim kadar okumuyorum, hayatımda hiç yapmadığım kadar yarım bıraktım bu aralar. 40 sayfa, 50 sayfa okumuşum, bir sayfa daha okumak gelmiyor içimden. Eskiden olsa zorlar bitirirdim, artık bırakıyorum. Belki başka bir zaman okurum, belki hiç okumam. Hayat kısa, kitap çok :)
Delete