Okuduğum polisiyenin çevirisiyle kavga ediyorum, o kadar da yavaş okuyorum ki canımdan bezdim. "Havada dönüp duran bez parçaları"ndan bahsediyor, üç defa bahsetti şimdiye kadar, ne bu bez parçaları ay deliricem? Mısır'da geçiyor olaylar, çöl kenarında perişan bir kasaba, nasıl bez parçası bunlar, neden durduk yere havada dönüp duruyorlar?
Bir yandan da çeşitli arabaların sürücülerinin "ayaklarını şiddetle yere vurması" hadisesi yaşanıyor sayfalar boyunca. Sürücü ayağını şiddetle yere vuruyor, sonra araba fırlayıp gidiyor. Bildiğiniz gaza basıyor sürücü, en dandik online sözlükte mevcut karşılığı. Yav insan bir düşünmez mi, neden araba sürecek insanlar ha bire ayaklarını yere vuruyor? Hangi yere vuruyorlar şoför mahallinde? Ayh. Kitap boyunca ne dediğini kesinlikle anlamadığım cümleler de var, tabii ki var.
Polisiye serisini beğendim ama özensiz çeviriyle okumak istemiyorum, e-kitap bulurum bundan sonrası için.
Spotify 2021 listeleriyle eğlendik dün akşam. Zihnin Arka Sokakları'nın dev katkısıyla benim listem şu:
Şu kitabı bitireyim bugün allahım lütfen artık. Dolaptan botlarımı çıkarıp boyayacağım. Salondaki bitkileri sulayayım. Ne zaman aldığımı hatırlamadığım pazılar dolapta çürümediyse onları pişireyim. Sam Fender bırakayım bir adet, gideyim. Placebo geliyormuş yaza, Bığğrayyğğn diye haykırabilme ihtimalim belirdi eğer bilet alabilirsem. Şu çocuğu da getirin lütfen, buna da haykırabileyim, çok şey mi istiyorum?