Ay iki hafta geçmiş buralara son uğrayışımın üzerinden, bu sefer tamamen üşengeçlikten değil, yapmam gereken işler de vardı. Bazıları evden çıkmamı, çift vesait şehir içi seyahat etmemi icap ettiriyordu üstelik. Aynı anda iki iş yapabilen biri olmadığım için, yapılması gerekenler dışında kalan her şeyi bir kenara ittim iki haftadır.
İndirimden kiremit rengi bir kadife pantolon aldım, aşağı yukarı on sene sonra ilk defa, onun içinde yaşıyorum aldığımdan beri. Ne güzel şeymiş kadife pantolon, ne nazik bir kumaş. Sinemaya gittim, kitap okudum filan;
Zihnin Arka Sokakları bey'fendi mim yapmış, onu yapacağım şimdi. Filmi, kitabı orada da anlatırım.
Bilgisayarının masaüstü görüntüsü nedir?
Google'da aradığın en son şey ne?
Kitap aradım, Roberto Bolaño'nun kitapları. Hiç okumadım, Sevda "Her yerde görüyorum, merak ettim" deyince baktım ben de.
Mesajlaştığın ya da konuştuğun son insan kim?
Sevda. Çünkü Roberto Bolaño. Biraz önce email yazdım, cevap yazdı. Bugün neden bilmiyorum email ile haberleşiyoruz, sabah da babama cevaben bir email yazdım. Öldü mü email alışkanlığı? Ben yazıyorum hâlâ eşe dosta, bana da yazan var çok şükür.
Tiyatroya en son ne zaman gittin?
Beş sene filan önce kısmen zorla, kısmen de Ada gitmek istediği için götürülmüştüm. "ÇOCUK TİYATROYA GİTMEK İSTİYOR! AMAN ŞEVKİ KIRILMASIN!" Amatör bir tiyatro grubuydu, oracıkta öleyazdım. Valla aklıma gelen en uygun fiil bu, öleyazmak.
Sinemaya en son ne zaman gittin?
Pazartesi gittim, The Favourite. Beğendim filmi, oyuncular da iyiydi. Tebrik ederim Olivia Colman'ın oskar ödülünü, gerçi bilmiyorum başka kim adaydı, neler oldu filan ama Colman'a çeşitli dizilerden aşinayım, filmde bambaşka biriydi.
Hangi dizileri herkes izlemeli?
Breaking Bad, Six Feet Under, Northern Exposure geldi aklıma.
En son ne tür müzik dinledin?
Sabah gene caz listesi açtım, hâlâ çalıyor. Şu anda Coltrane çalıyor. Dün de gene bu listeyi dinlemiştim.
Seni en çok ne çıldırtır?
Beni her şey çıldırtıyor. İmoğşınıliğ ansıteybıl biriyim.
Ne zaman uyanırsın?
Valla çoğu şeye çok geç uyanıyorum, iş işten geçmiş oluyor.
Sabahları ise 08:30. Gece uyuyamadıysam daha geç, köpenklerin kudurası geldiyse daha erken kalkıyorum.
İnternetteki ilk adın neydi?
Ya herhalde öyle olduğu gibi kendi adımdı çünkü tam olarak öyle biriyim. Sonra biraz gizem filan olması gerektiğini anlayınca da Fermina Daza'yı kullanmaya başladım.
Favori emojin nedir?
Göz deviren.
Kedi mi köpek mi?
Kısmet.
Valla ne bileyim, kedilerle büyüdüm, sonra Koko girdi hayatıma. Sonra Kudi. Yani yıllar içinde geniş ailemle yaşayan kedi-köpek nüfusu o kadar arttı ki bilmiyorum kedi ya da köpek benim için fark eder mi.
Hayatın doğal sürecinin bir sonucu olarak iki adet de kedimiz var artık, eve getirmeye cesaret edemedik, barbar kocamın ofisine yerleştirdik. Barbar kocamın ofisi, benim eski evim zaten. Eski odamı depo yaptı, halbuki o evin en güzel odasıdır.
Yavrularımızdan biri şu:
Düşündüm, sorsalar "Sana hayvan takdim edeceğiz, kedi mi köpek mi istiyorsun?" diye, köpek isterdim.
Kuzey mi, güney mi?
Ay güney. Sıcak olur en azından.
Kafanda genel olarak ne olur?
Köpenkler, akşam yemeği, "Bir şey unuttum ama ne unuttum?", havanın soğukluğu, 35 yıl önce olmuş son derece önemsiz bir hadise, 10 sene önceki bir tartışmada verebilseydim ne güzel olurdu bir cevap, köpenkler.
Komedi mi dram mı?
Komedi seyretmek istiyorum, bir türlü aradığımı bulamıyorum bu aralar. Geçenlerde Flight of the Conchords'un bir Londra gösterisini seyrettim, zaten severdim, gene güldüm.
Yıl içindeki en favori günün hangisi?
İşsiz güçsüz, sonsuz yavaşlıktaki sıcak yaz günleri.
Ankara ile ilgili en sevdiğin şey?
İyi arkadaşlar edindim burada. Bir de gün batımı-gün doğumu güzel. Yoksa genel olarak hislerim Ahmed Haşim'in 1919'da arkadaşına yazdığı mektupta anlattıklarına benziyor:
"Bilmem Ankara'dan sana evvelki mektuplarımda bahsetmiş miydim? Tahayyül edilecek bir cehennem için bu şehirden daha muvafık (uygun) bir numune bilmiyorum. Yalçın kayalar üstüne dağılmış bu fare rengindeki harabe içinde ruhun ve asabın bütün işkencelerini tatmıştım..."
Ay okuduğumdan beri gülüyorum, sinirlerim bozuldu. Ahmed Haşim'i o kadar iyi anlıyorum ki! Keşke ahbap olsaydık ve kolunu tutup avutabilseydim.
Son olarak bir sırrını paylaş.
Yemin ederim aklıma hiçbir şey gelmiyor. Bana nükleer füze kodlarını verseler, onları da buraya yazardım. Sarıkafa hep çok ketum olduğumu söyler, ketumluk değil o bence, unutuyorum başkalarının bana emanet ettiği sırlarını.
Kıymetli komşuma önümüze mim attığı için teşekkür ediyorum, oturup yazmak için bahane oldu. Gideyim kendime bir meşgale bulayım, zaten saat olmuş 16:20.