December 2, 2021

Bez Parçası Ama Havada Dönüp Duruyor

Okuduğum polisiyenin çevirisiyle kavga ediyorum, o kadar da yavaş okuyorum ki canımdan bezdim. "Havada dönüp duran bez parçaları"ndan bahsediyor, üç defa bahsetti şimdiye kadar, ne bu bez parçaları ay deliricem? Mısır'da geçiyor olaylar, çöl kenarında perişan bir kasaba, nasıl bez parçası bunlar, neden durduk yere havada dönüp duruyorlar? 

Bir yandan da çeşitli arabaların sürücülerinin "ayaklarını şiddetle yere vurması" hadisesi yaşanıyor sayfalar boyunca. Sürücü ayağını şiddetle yere vuruyor, sonra araba fırlayıp gidiyor. Bildiğiniz gaza basıyor sürücü, en dandik online sözlükte mevcut karşılığı. Yav insan bir düşünmez mi, neden araba sürecek insanlar ha bire ayaklarını yere vuruyor? Hangi yere vuruyorlar şoför mahallinde? Ayh. Kitap boyunca ne dediğini kesinlikle anlamadığım cümleler de var, tabii ki var.

Polisiye serisini beğendim ama özensiz çeviriyle okumak istemiyorum, e-kitap bulurum bundan sonrası için. 

Spotify 2021 listeleriyle eğlendik dün akşam. Zihnin Arka Sokakları'nın dev katkısıyla benim listem şu:


Zihnibeyciğim müdahale edene kadar günlük programım şöyleydi; kalkar kalkmaz caz listesi, öğlen gibi araya daha funky danslı bir şeyler sıkıştır bir saat kadar, sonra gene caz, akşamüstüne doğru 80'ler-90'lar hard rock/heavy metal grupları, saat 17:00 olunca bir kokteyl. Bazen gece yarısına kadar çalışmaya devam ettim, bazen güneş batmadan bırakıp terasta kitap okudum. Stres seviyemi nispeten kontrol etmeyi ve aynı zamanda çalışmayı başardığım bir program oldu bu. Sonra, tam olarak 19 Temmuz'da, "Geçen izlediğim bir filmde keşfettim. Sam Fender diye genç bir çocuk varmış." diye bir email geldi.

Ay işte ondan sonra ben döne döne çocuğun ilk ve tek albümünü, canlı performanslarını, cover ettiği şarkıları dinlemeye başladım. "Springsteen şarkıları söylüyor" referansıyla yollamıştı Zihnibey, olaylar aldı başını gitti. Derken ikinci albümü çıktı, onu da aynı tutkuyla dinlemeye başladım. Yeri gelmişken bahsi geçen emailden alıntı yapacağım şuraya: "Yeni albümü de ilki kadar iyi çıkarsa alnıma dev puntolarla Sam Fender yazdıracağım." Buyrun Zihnibeyciğim, sizi dinliyoruz.

65+ rock camiasıyla Sam Fender kapışacak diye tahmin ediyordum, bizim çocuk galip gelmiş. En çok dinlediğim 5 şarkıdan da ikisi Sam Fender, diğer üçü caz. 

Şu kitabı bitireyim bugün allahım lütfen artık. Dolaptan botlarımı çıkarıp boyayacağım. Salondaki bitkileri sulayayım. Ne zaman aldığımı hatırlamadığım pazılar dolapta çürümediyse onları pişireyim. Sam Fender bırakayım bir adet, gideyim. Placebo geliyormuş yaza, Bığğrayyğğn diye haykırabilme ihtimalim belirdi eğer bilet alabilirsem. Şu çocuğu da getirin lütfen, buna da haykırabileyim, çok şey mi istiyorum?



20 comments:

  1. Haklısınız. Kötü çeviri insanı deli eder:)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Gerçekten ya. Tek hedefim kitabı bitirip hayatımdan çıkarmak, hala bitmedi :)

      Delete
  2. Havada dönüp duran bez parçaları uçurtma olmasın?! Ay polisiye ama kitabı anlamak ayrı polisiye, hatta kriminal psikoloji sanki yakında..
    Sam Fender diyorsun 65+ rockçıları çatlattı diyorsun hmmm ciddi iddialar gerçekten..

    ReplyDelete
    Replies
    1. Öncesi yok, sonrası yok, "bez parçaları havada dönüp duruyordu", bilmiyorum.
      Sam Fender evet valla en azından benim çalışma masam ve civarında sollamış herkesi.

      Delete
  3. O dönüp duran bez parçası suçlunun suratına yapışacaksa sonda makul olmaya zorla ittirilebilir .Fantastik ekşın gibi :) Tekrar eden cümleler bayıyor sahiden.Okuyucuya "anlamaz bunlar" der gibi sanki.Sevimsiz oluyorlar.

    ReplyDelete
    Replies
    1. 5-10 sayfam kaldı, suçlu ortaya çıktı, bez parçalarının bahsi geçmez oldu. Keşke fantastik ekşın olsaydı ahhahhha :D

      Delete
  4. Konserli,sinemalı günler gelir umarım pandemi biterse pahalılık ne olur demeden kaçıyorum ��

    ReplyDelete
    Replies
    1. Ohhh valla haklısın, benim buradan kalkıp İstanbul'a konsere gitmem eskiden de bi ton masraftı, şimdi 10 ton masraf :/ Neyse, belki bir mucize olur yaza kadar.

      Delete
  5. Dövmeciden bildiriyorum ahahahaha bizi mahvetti bu oğlan. İkinci albümü de iyi çıktı. Fotoğrafını listebaşında görünce mutlu oluverdim. Kendi çocuğum mezun olmuş gibi hissettim :D Nazar değmesin aman. Böyle sanatçılara ihtiyacımız var. 2 ve 3 numaralara da ayrıca sevindim. Coverdale'ın en azılı fanları olarak :D Hughes ve Snider'ı da yanına alsa şöyle bir üçlü ihtiyar heyeti ile gelse buralara...

    ReplyDelete
    Replies
    1. Ahhahhha :D İlk albümü almayı başardım ben, daha doğrusu "Allahaşkına al bunu, zaten kimse almayacak" diye kafama atmak suretiyle pes etti :) Teşekkür ederim tavsiye için Zihnibeyciğim, oğlan gerçekten hayatıma heyecan kattı.

      Ay gerçekten ya, ihtiyar heyeti konserleri ne iyi fikir, keşke yapsalar. Valla koşarak giderdik 🧡

      Delete
  6. Sizi ilk kez okuyorum. "Ayh" "Delircem" gibi söz arasında gördüklerime güldüm. Bunu samimi buluyorum, üstüne nasıl konuştuğunuzu zihnimde canlandırıyorum. Örneğin yazı dilinizin özelliklerine göre sesinizi inceltiyor veya kalınlaştırıyorum. Daha ciddi yazı üslubu daha kalın ses demek gibi. Belki bir başka yorumumda bunu daha teferruatlı anlatabilirim. :) Sağlıcakla.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Yok hocam, ses hep tiz. Kalın sesim yok benim, konuşmaktan ziyade miyavlıyorum zaten, öyle tahayyül edin.

      Hoşgeldiniz, merhaba :)

      Delete
  7. Okurken ben daraldım sizi düşünemiyorum. İyi yine devam ediyorsunuz okumaya 😬

    ReplyDelete
    Replies
    1. Amaaan valla ya, dikkati dağılıyor insanın en hafifinden. Neyse daha fazla bez parçaları uçuşmadan ve insanlar yerleri tekmelemeden bitirdim kitabı :)

      Delete
  8. Kötü çeviri mi? Oy hiç tahammülüm yok ve almadan mutlaka yayınevi kontrolü yapıyorum. Bilmediğim yerden de almam. :D

    ReplyDelete
    Replies
    1. Ay ben de, ben de. Kitap alırken başka hiçbir şey düşünemiyorum. Fakat bu kitap Kırmızıkedi Yayınevi ve serinin bir önceki kitabını da aynı insan çevirmişti, gayet düzgündü. Bunlara güvenip almıştım :/ Hatta küçücük bir yayınevinden kısa bir roman okumuştum, gene aynı çevirmen, o da düzgündü.

      Delete
  9. Çeviri yorumlarını hep çok sevmişimdir :) müzik mühim nedense bu yıl bunu daha iyi farkediyorum. Haftasonu caz dinliyorum (ilk defa bu yıl)mesela inanılmaz keyifli geliyor. Pek bir sığdım bu konuda şimdi yelpazeyi genişletiyorum yavaş yavaş. Dilerim o konsere gidersin çok özledik pek çok şeyin yanında bu tarz etkinlikler yapmayı.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Sonu yok çeviri yorumlarının, böyle yaşlanacakmışım ben :D Ay insan dinleye dinleye bir sürü şey farkediyor, bir yandan da öğreniyor. Gözümü korkutuyordu caz benim, halbuki insan kendine göre şeyler bulabiliyormuş.

      Bahsi geçen konserin biletleri bugün 14:00'te satışa çıkıyor, bakalım başarabilecek miyim yoksa gene karaborsacılar mı çökecek biletlere 😭

      Delete
  10. Haberi, muzikleri ve cocugu oyle guzel sattin ki bana, hemen acaba Berlin'de bir konseri var midir bu beyefendinin diye google'da aradim. Kacmis! Ustelik 4 Kasim'da imis. Bu postu 1,5 ay once yazsaymissin, Berlin temsilcin olarak on siradan "Saaaaaaaammmm!!!" diye bagirirdim. Ne guzel kayit : https://www.youtube.com/watch?v=Hjgwjx9qLp4&ab_channel=BennettMedia

    ReplyDelete
    Replies
    1. Ay daha da satardım aslında, neden bir Sam Fender post'u yapmadım bilmiyorum. İkinci albüm satışa çıkmakta gecikince sokaklarda şunu dolaştırdılar, çok güldük:
      https://www.instagram.com/p/CU0ZquVITKl/?utm_source=ig_web_copy_link

      13 Mayıs'ta varmış bir Berlin konseri daha, sen bi düşün bu temsilcilik meselesini zira buraya gelse bile bilet alabilecek miyiz belli değil. Dün saç baş yoldurdu Placebo konseri bilet satışı, allah belasını versin o passo mudur nedir dandik bilet satıcısının.

      Kayıt gerçekten ne güzelmiş, kadife gibi her şey 🧡

      Delete