March 29, 2020

Ev Sineması 5 / Rock'n Roll Suicide

Mubi'de gördüğüm ve seyretmek istediğim iki filmi kaçırdım çünkü bir türlü oturamadım kompüterin başına. Dün bir Kore filmi geldiğini görünce barbar kocam da dahil oldu bu Mubi seferberliğine, televizyondan izlemenin bir yolunu bulup çöktük.

Valla ben hiç sofistike bir sinema izleyicisi değilim, kocam benden de beter. Fakat biz bir beş sene kadar önce bir Kore filmi izledik, Memories Of Murder diye, 2003 yapımı, hâlâ ondan aldığımız hazzı bir başka filmden alabilmenin peşindeyiz. Yönetmeni, Parasite'ın da yönetmeni olan Bong Joon Ho. Parasite'ı da seyrettim, Memories of Murder'ın kalbimdeki yeri değişmedi.

Dün akşam 2018 yapımı Burning'i seyrettik, yönetmeni Chang-dong Lee, senaryo Haruki Murakami'nin bir kısa öyküsünden uyarlamaymış. Valla ben Kore usülü cinayetli gerilim draması bekliyordum, aslında öyleydi de ama 2,5 saate umursamazca yayılmış bir filmdi. Çok yavaş ilerliyor, çok yavaş. Çoğu şey çok üstü kapalı anlatılıyor, ne anlamam gerektiğini de anlayamadım. Bir şey anlamam gerekiyor ama anlayamıyorum kesin diye kendimden şüpheye düştüğüm de oldu. Belki de anlamam gereken her şeyi anladım ama alışık olduğum bir hikaye akışı değildi.

San'at filmleri ile olan sınavım böylece başlamış oldu komşular. Neyse, öveceğim bir film değil, zaten nasıl övebileceğimi de bilmiyorum ama seyrettiğime pişman da olmadım.

Öneri Makinesi'nin şarkı meydan okumasına atlayıvereyim hemen. 2. gün için beni tarif eden bir şarkı yazacağım.

18 filanken sanki David Bowie bana söylüyormuş gibi dinlerdim, şimdi başka türlü dinliyorum. Beni tarif ettiğinden hiç emin değilim, zaten şalanjlarda filan en çok şiştiğim yer bu kendini tarif yerleri. Ama 41 yaşımdan dinlerken "too old to lose it, too young to choose it" valla çok içime oturuyor.



Barbar kocama söz verdim, pizza yapacağız. Rafın arkalarında tam buğday unu buldum bir paket, sevinç içindeyim. Öberek gidiyorum.

16 comments:

  1. cahilliğimi yine ayaklara paspas yapacağım ama, millet gün gün maya yapmasını öğretiyor ya... sonra onu nasıl kullanacağız kısmı nirde? ben anlamadım valla o.O

    ReplyDelete
    Replies
    1. Onu da anlatırlar diye tahmin ediyorum. Anlatmazlarsa bile sağda solda görüyorum ekşi maya ekmek tarifleri. Ya ben düşündüm, bana köpek bakmaktan daha zor geliyor evde maya büyütmek. Eve yakın bir kafe var, güzel ama biraz pahalıca ekşi maya ekmek satıyor. Bir de Çağdaş Market'te var dev yuvarlaklar. Dışarı çıkarken onlardan alıyordum, şimdi buzluktan donuk tost ekmeği çıkartıp tavada kızartıyorum :D

      Delete
  2. İtira edeyim "Burning" konusunda seninle hemfikirim. Görüşlerimi açıklamaya çekinmekte idim, zira çok hayranı var idi. Gün içinde yağmurdan güneşe, güneşten yağmura evrilen bir hava var burada. Şu anda güneşli, gök mavi ve biz evde hapisiz ve ben hala rüyada olduğumuzu düşünüyorum...
    Her gün markete gittim, sıkıldım, kaygım tavan yaptı demekle milleti bıktırdığımı düşünüp bugün eski bir arkadaşımı andım blogda, bu da bir denişiklik olsun...

    ReplyDelete
    Replies
    1. İzleyici yorumları da okudum, zaten ya 10 üzerinde 10 ya da 10 üzerinden 1 vermiş millet :D Önümüzdeki filmlere bakacağız artık, ben yapamıyorum bu kadar yavaş film. Yani böyle ite kaka bir Stalker izlemiştim. Ama onun sonu çok çok acayipti. Burning de belki öyledir diye umdum, olmadı öyle.

      Gelicem şimdi okumaya ♥

      Delete
  3. Ben de şalanja birazdan başlıyorum. Ne güzel şarkı seçmişsiniz Fermina Hanım. Pek severim. David'i o kadar özlüyorum ki..

    Ahahaha senaryoyu Ryu olan Murakami yazsaydı görürdük şenliği :D Hiç film izleyemiyorum. Karantina öncesinde de böyleydi, hala da öyle. Beynimin yedinci san'at lobunu almışlar :(

    Fevkaladenin fevkinde bir hafta dilerim. Beyefendiye de selamlar. Bir gün konuk yazar olurlar mı acaba? Vallahi merak ediyorum :D

    ReplyDelete
    Replies
    1. Ben de özlüyorum ya, ne berbat bir hismiş :/

      Ay barbar kocam başladı dün akşam Gecenin Dibi'ne. "Ya sevebilirsin bak bi oku" filan demiştim, başlarken "GÖRELİM BAKALIM NEYMİŞ BU KADAR ÖVDÜĞÜN MURAKAMİ BEY" diye gerdi beni. Sonradan kafama kakmasın diye övememiştim bile aslında, kitap zevklerimiz pek o kadar benzemiyor. Sabah bambaşka bir barbar koca buldum salonda, yarısını okumuş gece boyu. "Ay ne zamandır bu kadar güzelini okumamıştım!" diye seviniyordu :) Allah razı olsun senden Zihnibeyciğim :D

      Ben de Netflix'te ne bulursam izleye izleye böyle bir kütük haline geldim bence. Hazır eve tıkılıyken sanat damarlarımı açacağım, çok kararlıyım ahhahha :D

      Ay söyleyeyim bakalım ne diyecek konuk yazarlığa ahhahha ya komik olabilir aslında. İyi haftalar olsun inşallah, iyi haberler duyalım ♥

      Delete
  4. İzlediğim filmler hakkında teknik olarak eleştiri yapamam. Normal bir izleyiciyim sadece. Ben de filmleri "İzlediğime pişman oldum mu? Olmadım mı?" üzerinden değerlendiriyorum:)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Ay evet ya, normal bir izleyiciyim valla, hiç iddiam yok bu konuda. Seviyorum ama sinemayı, pişman olmayacağımız filmler seyredelim hep ♥

      Delete
  5. Karantina günleri kitap okuyarak, yazarak, blog'lara girerek geçiyor benim de... :))
    Her şey normale ne zaman dönecek acaba? :/

    ReplyDelete
    Replies
    1. Normal ne zaman gelecek bilmiyor olmamız her şeyi daha sinir bozucu hale getiriyor galiba :/ Hep beraber sabredeceğiz, valla yapacak hiçbir şey yok. Allahtan kitaplar, bloglar, filmler filan var :)

      Delete
  6. Dün aksam izledim Memoris of Murder'i. Sarsildim. Parasite de böyle yapmiştim beni, simdi günlerce düsünücem üzerine. Fakat adamın sinema yeteceği muazzam, sahneler, görüntüler, müzikler, kelamını az sözle bol bakışla anlatabilmesi ve o adamın o kadar güzel oynaması hakikaten muazzam. Ay onlar da bizim gibi hareket cekiyorlarmis ayrıca :)))

    ReplyDelete
    Replies
    1. Ahhahhha o hareketi görür görmez bayılmıştık filme :D Valla çok acayip film, otursam şimdi bir daha izlerim, aynı keyfi alırım. Sonra günlerce aklımdan çıkmaz. Ay çok sevindim beğenmene ♥♥

      Delete
  7. Şarkı meydan okumasına katılacağım inşallah.Hafta sonu evdeyken film ve dizi izledim. Ama halen daha işe gidip geliyoruz.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Ya hiç konuşulmuyor mu evden çalışma filan gibi alternatifler?

      Meydan okumalar ne kadar kalabalık olursa o kadar güzel oluyor, müzikli meydan okumalar daha da güzel oluyor :)

      Delete
    2. Yok bizim üretim işletmesi maalesef evden çalışma şansımız yok:(
      Evet meydan okumalar çok katılımlı çok güzel oluyor:)

      Delete
    3. Anladım, kolay gelsin gerçekten, inşallah önlem alınmıştır. Çoğumuz çalışıyor, çalışmayan da dışarı çıkmak zorunda. Sonumuz hayırlı olsun, gerçekten başka diyecek bir şey gelmiyor aklıma.

      Delete