December 4, 2020

Her Yer Çok Kalabalık

AL SANA PORTAKAL hadisesinin ertesi günü Sevda'yla mahallede buluştuk, sırt çantama bu yandaki üç portakalı koydu. Bir miktar da mandalina. Ben de onun çantasına annemlerin yolladığı limonlardan koydum. Sonra biraz yürüyüp ayrıldık. Ne kadar ideal ebatlarda üç portakal değil mi bu sefer?

Eve dönerken çiçekçiye uğrayıp çiçek aldım, bir de peynirciden Tire Süt Koop kaşar peyniri. Hafta sonu sokağa çıkma yasağı var diye günde iki kere ellerimi arkama bağlayıp mutfağı teftiş ediyorum, almam gereken bir şey var mı diye. Halbuki biz hafta sonları dışarı çıkmayı bırakalı yıllar oldu. Çıkılmıyor bu taraflarda dışarı, ne parklarda bir kıçlık yer oluyor ne de dükkanlara girmek mümkün oluyor. 

Bugün öğlen Tunalı'ya indik Sevda'yla, plak almak için. Plağı aldık, çay içmeyi reddettik, baklava vardı onu da reddettik. En son yüzümüze dezenfektan sıkarak uğurladı Shades Süleyman Bey. Göze sıkılabilen bir şeymiş ondaki, "GÖZ AMELİYATLARINDAN SONRA KULLANILIYOR!" dedi, tartışacak halim yoktu, zaten biraz korkuyorum kendisinden. Almak istediğim plağın bir beyazı, bir de siyahı vardı. Beyaz olan limited edition filan, "Ya bunların arasında ne fark var allahaşkına?" diye bütün samimiyetim ve cehaletimle sordum. Yere çökmüş yeni gelenler kutusunu karıştırıyordum, arkamda ayakta dikiliyordu. Cevap gelene kadar süren sessizlikte kesin gözlerini kısıp enseme baktı ve içinden "Allahım nelerle uğraşıyorum?!" filan dedi. (Beyaz plağı aldım.) 

Hazır inmişken markete filan da girelim bari dedik ama mümkün olmadı, Tunalı'da kıyamet kopuyor bugün. Her yerde uzun kuyruklar var, normalde sakin olan dükkanlar bile tıklım tıklımdı. Sevda gözünü karartıp mandıraya girdi, peynir reyonunun önünde biz yaşlarda bir kadın peynir alıyordu ama nasıl almak? Şöyle almak: "Şu yumuşak peyniri de anneciğime alayım, evet yarım kilo, anneciğim çok seviyor. Şu kaşardan da oğluşuma istiyorum, oğluşumun kaşarı. Anneciğimin, oğluşumun, anneciğim, kaşar, tulum, evet oğluşumuşun, annnnnneciğiiimmm peyniriş..." Ya acaba şuradan uçsam, tekmemi kadının beline denk getirebilir miyim diye hayal kurdum mandıranın kapısında dikilirken. Hayatını anlatmaya gelmiş, reyonu tıkamış, dükkanı işgal etmiş, peynirci abiyi esir almış. PANDEMİ VAR HAN'FENDİ. VİRÜS VAR. Herkes delirmiş.

Şunu gördünüz mü?

Haberin tamamı şurada, okumak isterseniz. Şaşırdık mı? Eh, pek şaşırmadık. Komik mi peki? Valla bence değil. Çok acıklı. Bir yandan da aşırı sağcı ve muhafazakar hükümet ne demektir sorusunun bir haber başlığına sığacak kadar özetlenmiş cevabı olmuş. Bize parmaklarıyla başka bir istikamet gösterirken kendileri durmaksızın bok attıkları o kültürlerin, yaşamların, özgürlüklerin nimetlerini sonuna kadar tecrübe ediyor. Macar Lgbti komünitesine ve mütteffiklerine, insan gibi yaşamak isteyen hepimize sabır, dayanma ve mücadele gücü temenni ediyorum. 

Ve gidiyorum. Nasılsınız, iyi misiniz? 3 günlük eve kapanmaya hazır mısınız? 

16 comments:

  1. Niye üç gün. Cumartesi pazar iki gün. Sevgiler.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Bu akşam başlıyor diye herhalde üç demişim. Bugünkü market kuyruklarıyla zaten herhalde cumartesi-pazarlık virüs alışverişini de önceden yapmış olduk :/ Bizden de sevgiler :)

      Delete
  2. Portakal çok şekerli dediler diye bu sene henüz almadım. Geçen sene aman hastalanmayayım diye her gün 1 tane sıkıyordum.

    Süleyman Abi'nin bir çayını içemedim. Hep giderim, teklif eder. Kuru pastalarını yemişliğim oldu da (rahmetli filamingo) bir türlü çay içmek aklıma gelmiyor. O kadar plağı görünce herhalde şakülüm kayıyor :D Olabülü. Beni bu hayatta dört şey heyecanlandırıyor: mozaikler, taşlar, plaklar ve hayvanlar. Bunlar hariç bir şeye ne şaşırıyorum ne seviniyorum.

    Macaristan da temiz uçtu son yıllarda. Ne biçim yönetimler böyle? Bu herifin haberini bana belki on arkadaşım gösterdi. Adamın her bir sakal telini ezberledim. Ama bir şey değişmedi, her seferinde "puşt"u yapıştırıyorum. Kendiyle barışık olmayanlar, barışık olanları baskı altına alarak kendi eksiklerini giderdiklerini sanıyorlar. Zavallılar. Hep böyle ya. Hiç mi şaşmaz yani?

    ReplyDelete
    Replies
    1. Ben de başka bir şey yok diye alıyorum portakalı, kış meyvesi sebzesi valla beni hiç coşturmuyor.

      Ya Flamingo'ya hala üzülüyorum biliyor musun, bayağı üzülüyorum yokluğuna. Sen yan tarafı gördün mü? Esas dükkanın yanındaki dükkana da yayıldı, raf filan yaptırdı oraya, biraz daha oturulabilecek bir alan oldu orası. Valla plağı alıp kaçtık, bu zamanda uzun oturmak ayıp gibi geliyor bana. Ne güzel heyecanlanma listesi seninki Zihnibeyciğim :) Ben de düşüneceğim kendiminkini.

      Victor Orban adını altın harflerle yazdırıyor valla kendi gibi diğerlerinin yanına. Ay bu meczup kendiyle barışıktır belki, ona da şaşırmam. Bunlar kendilerini übermensch filan sanıyor, sıradan halkın queerliği ile bu kossskoca parlamenter, başbakanın sağ kolunun queerliği aynı şey olacak değil ya.

      Delete
    2. 2020'de sürprizler biter mi?.. Deniz sahnesini atlatamadım.
      https://www.youtube.com/watch?v=rDQfl6ggNy4

      Delete
    3. Ay neler oluyor?!?!! Ahhahhahhhahh :D Allahım bir de aşk çocuğuymuş 😅

      Delete
  3. Önceki yayınlardan birinde market çalışanının yerinde olsam bir müşteriye üçü benzemez portakallar göndermezdim diye söylemiştim, ama iyi ki göndermiş, onun sayesinde bu üçü benzer portakallar üzerine konuşulmaya değer oldu. Hayat işte; dünya dönüyor :) Sıradaki portakallı içeriği merakla bekliyorum :) Neşeli sevgilerle :)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Gerçekten ya, portakalların hayatımda gelmiş oldukları yer beni de güldürdü şimdi :D Dünya dönüyor, portakallar yuvarlak, önümüz kış. Daha bunun kestanesi var, ayvası var :) Bizden de neşeli sevgiler :)

      Delete
  4. Eller arkada mutfak teftişine çok güldüm ya.
    Marketlerde her reyonda görevliye hayat hikayesi anlatanlar olur ben de beklerim, eczanede de çok oluyor,bizim mahalle eczanesine her gün gelip oturan bir teyze vardı mesela corona öncesi, sabahtan akşama kadar.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Ciddiyetle icra ediyorum her türlü ev içi teftişini :) Ya ben dahil de oluyorum hayat hikayesi anlatılınca, valla efendi gibi dinliyorum. Ama belli bir yaşın üzerindeyse anlatan. Kendimi onların yerine koyuyorum, insan konuşmak istiyor, hele de evde konuşacak kimse yoksa. Sokakta filan yakalayıp torba da alırım ellerinden, saç toplayıp eşarp düzelttiğim bile oldu :) Ama bu 40 yaş civarıydı, o "oğluşumun kaşarı" filan beni illet etti. 40 yaşındasın, al peynirini git, arkadaşlarını arayıp anlat anneciğinin yumuşak peynirini. Herkes bir şeyler alıp çıkma derdinde dükkandan 🙄

      Delete
  5. Ya aslında insan çok karşıt olduğu şeylerin içinde buluyor ya kendini bir hayat döneminde. Bu da öyle olmuş olabilir mi? :)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Allah kimseyi kendini sağcı muhafazakar hükümet içinde buldurtmasın, amin :)

      Delete
  6. Portakallar ideal boy ve tazelikte bu defa afiyet olsun :) haftasonu çok mu uzun yani on günlük bir kapanmaymış gibi bir telaş alıyor insanları, altı üstü iki gün anlamıyorum. Ah o mandıradaki teyzeden öyle çok var ki,sinir ediyorlar beni de, bu ne rahatlık. Bir plakçalar sevdamız var bizimde bir süredir, alsak dinlesek diye hayal ediyoruz. Artık bazı haberler şaşırmtıyor gerçektende. Sürekli sağ gösterip sol vuranlardan sanırım, alıştık galiba, ondan :)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Evet bu sefer sevindirdi portakallar :) Bütün hafta sonunu tarhana çorbası içerek geçirdik, gene ayarlayamamışım yaparken, bir şey lazım değilmiş bizim eve. Bir daha asla eve kapanma öncesi markete filan gitmeye kalkmayacağım, benim de hiç kafam çalışmıyor :) Bu internetten müzik dinleme imkanı benim müzik dinleme alışkanlığımı çok değiştirdi, eski usüllere dönmek çok zor geliyor. Plak alıyorum arada sırada ama sabah kalkınca Spotify'ı açıyorum ilk iş :/

      Delete
  7. O ogluş kızış lara fesatlanarak geçti ömrümün 1/3ü o yüzden çok şey olmaz benim yorumun(şeyi de sen bul herşeyi benden beklemeyin😶)ay belki de biz ondan böyle ruhsuz olduk.bizin içinde sen ben birde rahmetli Dilber Ay var,aşkito nedir videosuna bknz😟

    ReplyDelete
    Replies
    1. Dilberay gerçekten hislerimize tercüman olmuş :D Ay herkesin kendi oğluşu kendine olsun bari de allahın mandırasında dinlemek zorunda kalmayalım ya çok şey mi istiyorum? Ohhh içim şişti :/

      Delete